Merhaba, haftalık mailimizle beraberiz. Bu hafta size gizli servis ajanlarının bir dili nasıl ana dilleri gibi öğrenip, gittikleri ülkelerde fark edilmeden faaliyetlerini yürüttüklerini anlatmak istiyorum. Anlatacaklarım komplo teorisi veya gizli bir bilgi değil, akademik camiada bilimsel olarak sunulan, benim de üniversitede İngilizce öğretmenliği okurken derste öğrendiğim şeyler. Siz de merak edersiniz diye düşündüm.

Aşağı yukarı 12 tane yabancı dil öğrenme yöntemi var. Bahsedeceğim yöntem bunlardan biri olan Audio-Lingual Method’dur, Army Method (askeri yöntem) olarak da bilinir. 2. Dünya Savaşı’ndan sonra Amerika, dünyada hakimiyetini artırmak için her yere adamlarını göndermek ister. Ama bu adamların gittikleri ülkede kamufle olup o ülkenin vatandaşı gibi yaşamaları gerekir. Bu yeni bir durum değil tabi. 

Bildiğimiz gibi daha önce de İngiliz ordusunda görevli olan Thomas Edward Lawrence, 1. Dünya Savaşı’nda Arap kılığına girerek Arapları Osmanlı Devleti’ne karşı kışkırtmıştır. Ama Amerika’nın bunu daha geniş çapta ve daha hızlı yapması gerekmektedir ve bu kadar yetişmiş adamı yoktur. Çok fazla kişinin çok farklı dilleri hızlı bir şekilde ana dilleri gibi öğrenmesi gerekir.

İşte burada devreye bilim insanları girer. ABD’de türünün ilk örneği olan Michigan Üniversitesi İngiliz Dili Enstitüsü’nün Başkanı Charles Carpenter Fries, Harvard Psikoloji bölümünden ünlü davranış bilimci B. F. Skinner tarafından geliştirilen davranış psikolojisini temel alarak “drill” yani tekrar ederek pekiştirme yöntemi üzerine çalışmalar yapar. Başka bilim insanlarının katkıları ve tarihsel süreçle ortaya ALM (Audio-Lingual Method) çıkar. Detayları atlayıp kısaca yöntemi anlatıyorum.

• Bu yöntemde detaylı gramer öğrenmekle zaman kaybedilmez.
• Sadece işe en yarayacak kelimeler ve kalıplar öğrenilir.
• Dinleme, bu yöntemin merkezindedir, bol bol dinleme yapılır.
• İkinci en önemli şey tekrardır. Dinlenen cümleler sesli tekrar edilir.
• Kelime ve dinleme halledildikten sonra pratik kısmına geçilir.
• Pratik kısmı eğitmenle birlikte, onun yönlendirmesiyle yapılır.
• Eğitmenin verdiği kalıpta her seferinde bir kelime değiştirilerek akıcılık kazanılır.

Seanslardan basit bir örnek verecek olursak:

Eğitmen: There's a book on the table... (tekrar et)

Öğrenci: There's a book on the table.

Eğitmen: Pen

Öğrenci: There's a pen on the table.

Eğitmen: Spoon

Öğrenci: There's a spoon on the table.

Eğitmen: in the bowl

Öğrenci: There's a spoon in the bowl.

Eğitmen: in my bowl

Öğrenci: There's a spoon in my bowl.

Eğitmen: There are two spoons

Öğrenci: There are two spoons in my bowl.

Bu yöntem başarılı bulunup yıllarca kullanılıyor ve günümüze kadar geliyor. 1970’ler en popüler olduğu zamanlar. Artık okullarda, kurslarda da kullanılıyor. Burada merak edebileceğiniz birkaç noktanın üstünde durmak istiyorum. Ajanlar günde yaklaşık 8 saat hedef dillerini çalışıyorlardı, çünkü işleri bu. Buna rağmen sıfırdan bir dili ana dili gibi konuşmaları bir yılı bulabiliyordu. O zamanlar Oxford’un İngilizcedeki En Yaygın Kelimeler araştırması da yapılmadığı için gerekli kelimeler ve kalıplar biraz tahmini belirleniyordu. 90’lardan sonra bu yöntem bazı uzmanlar tarafından çok mekanik bulunsa da (bol tekrar içerdiği için) hâlâ yaygınlığını sürdürmektedir.

Evet, okulda 3 ayda öğrendiğimiz ALM’yi size bir mailde özetlemeye çalıştım. Umarım etkili dil öğrenimiyle alakalı biraz fikir sahibi olmanızı sağlamıştır. Sonraki mailde görüşmek üzere.

Not 1: Telegram kanalında bu hafta 2 tane ödüllü quiz paylaşacağım. Katılmadıysanız beklerim: https://t.me/cagrihoca

Not 2: Bu maili alıyorsanız ya dijitaldilokulu.com’da bir eğitime kaydolmuşsunuzdur, ya ingilizce.org’daki hediye çarkını çevirmişsinizdir ya da Twitter’da paylaştığım online ders formuna adresinizi bırakmışsınızdır. Eğer İngilizce öğrenmeyle veya kendinizi geliştirmeyle ilgilenmiyorsanız aşağıdaki “unsubscribe” yazısına tıklayıp listeden çıkabilirsiniz.

Not 3: Son 10 gündür mail ve mesajlara yetişemiyoruz, bu konuda affınıza sığınırım. Sadece elimizden geleni yaptığımızı bilmenizi isterim.